4 Temmuz 2009 Cumartesi

Sosyalizm ve Liderlik

Nurettin Topçu düşüncesinin başlıca motiflerinden olan İslam mistikliğiyle sosyalizmi bağdaştırması dikkat çekicidir. Sezgici ve mistik felsefeyi reddetmemekle birlikte rasyonel planlamayla toplumsal değişimi gerçekleştirme düşüncesinden de vazgeçmemektedir.

Topçu, tarihsel olarak Türkiye’de işçi sınıfının güçlendiği bir dönemde yaşamış ve yazmıştır. On binlerce işçinin sokaklarda yürüdüğü, grevlerin toplumsal mücadelede bir silah haline gelebildiği bir tarihsellikte (1961 tarihli) ‘Ahlak Nizamı’ makalesinde şöyle yazmıştır:
“Halk çevriliyoruz, cemaat sarhoştur, kendine gelemeyecek kadar sızmış bir halde. Kime yakaralım? Nereye çevrilelim?”

Topçu işçi sınıfının gücünü açıkça duyurduğu bir dönemde halkın politik bilinçsizliğinden bahsetmektedir. Bir bakıma, Yön Hareketi’nin de düştüğü ve fakat Mehmet Ali Aybar’ın İşçi Partisi’nin uyanık olduğu bir tuzağa düşmüştür. Bir farkla, Yön Hareketi’nin Kemalist kadrolara inancı Topçu’da yön değiştirmiş ve terimin felsefi anlamıyla idealist bir seçkinler topluluğunun kurtarıcılığına dönüşmüştür.
Topçu, Milletin kurtuluşunun ancak İdealist, Eğitimli ve Bilinçli Seçkin Kadrolarca gerçekleştirilebileceğini savunur.

Sosyalist literatürde sıklıkla eleştirilmiş ancak “Doğru bir Tespit” olan bu fikrin Kadro Hareketi’nin ana yönü olduğu bilinmektedir. Nesnel koşulların Batı Avrupalı karşılıklarına göre gelişmediği bir toplumsal durumda sosyalizm ile elitizm ve milliyetçilik arasındaki ayrımlar bulanıklaşmaktadır., Toplumsal sınıfların görece gelişmediği ve milletin “eğitim ve bilinç” düzeyi düşük olduğu gözönüne alındığında bu yaklaşımlar doğaldır.